Çılgın Napoli ( Naples )

Napoli napoliiiii... İtalya'nın çılgın şehri. Roma'dan trenle Napoli tren istasyonuna vardığımızda daha da bir sıcak ve nem ile karşıladı bizi bu tarihi şehir.


Daha önce araştırdıklarım ve duyduklarımdan etkilenmeden merhaba dedim bu şehre. Çünkü şehrin düzensizliği, kirliliği ve tehlikeli oluşuyla ilgili inanılmaz negatif yazılar var. Herneyse biz bu çılgın şehirde bir tur atalım bence siz de seveceksiniz benim gibi. 



Napolide arbnb'den kiraladığımız bir evde kalmayı tercih ettik. Çok da doğru bir seçim yaptığımızı anladık mükemmel ev sahiplerimizi tanıdıktan sonra. Enzo ve Emma'nın şehrin o sıcağında püfür püfür esen evinde çok keyifli vakit geçirdik ev sahiplerimiz sayesinde çünkü sanatçı bir çiftti kendileri. Her yer yağlı boya tablolarıyla, boya kokusunu içime çektim bol bol :) Bu arada Napoliye özgü bir içecek olan Limonçello'yu ilk kez ev sahibimizin el yapımını içerek tatmış olduk. Napoli sokaklarında bol bol göreceksiniz her dükkanda farklı şekilde şişelerde limonata görünümlü bu içeceği. Fakat dediklerine göre dışarıda satılanlar gerçek tadını pek yansıtmıyormuş. Evde el yapımı asıl tadı olanmış. Şanslı sayılırız yani.



İstasyon'dan çıkar çıkmaz evet Napolinin diğer İtalya şehirlerinden biraz daha farklı olduğunu gördük. Karmaşık ve kirli bir şehir. Çöpler çöp konteynerlarından taşmış, hoş Milano'da da aynı kirliliği görmedik değil... Ama tamamiyle yaşayan bir şehir. İnsanlar çok doğal. Sık sık resim galerileriyle karşılaşıyorsunuz sokak aralarında. Bu arada unutamadığım dikkatimi çeken bir şey paylaşayım sizinle. Biliyorsunuz Napoli margarita pizzanın doğduğu yer. Şehir merkezinde en ünlü pizzacısına oturduk. Tabi ünlü dediysem son derece salaş, ufak ve kliması bile olmayan bir mekan. Neyse oturduk sipariş için menüyü istedik. Garson menüyü attı masanın üstüne başımızda bekliyor. İki margarita ve içeceklerimizi İtalyanca olarak söyledikten sonra garsonun davranışı bir anda değişti yüzünü gülümseme aldı. Biz tabi anlamadık bir şey. Sonra hemen yanımızdaki masaya Amerikalı bir çift oturdu ve menüyü istedi İngilizce olarak. Garson önce veremem masanızı değiştirmeniz gerek arka masaya oturun lütfen dedi kabaca ve çift sinirlenip kalktı gitti. Efendim sonra öğrendik ki Napoli esnafı yabancılardan pek haz etmezmiş ve biraz fazla doğallarmış. Hani müşteri memnun kalmış kalmamış umurlarında değilmiş :)) Yani giderken hazırlıklı gidin derim :) ama yediğim en iyi pizzaydı o ayrı konu!



Size tavsiyem evet çantanıza dikkat edin fakat bu çılgın şehri yürüyerek ara sokaklara gire çıka bolca o tarihini içinize çekin. Çok keyifli ve sihirli bir şehir. Eski şehir merkezi UNESCO dünya mirasları listesinde.  Onca olumsuz yönüne rağmen seviyorsunuz bu şehri. Karanlık çöktüğünde serinlik de oluyor ve mahalle sakinleri kapılarının önüne çıkıp minderlerine oturup sohbet ediyorlar tıpkı bizim eskiden yaptığımız gibi :) 


Şehir merkezinden yokuş aşağı yürüyerek uzunca bir deniz kenarına, limana varıyorsunuz. Önce karşınıza Castel Nuovo çıkıyor. Feribot iskelesinin sağ tarafında. Tarihi kalenin içine girmek ücretli ( 5 Euro ). 


Daha sonra büyük sahil yolunda yürüyüş yapabilirsiniz. Bir tarafında balık restaurantları sıralı, diğer yanında ise mis gibi deniz. Bu arada, italyada restaurantlara ve kafelere girerken özellikle menülerinde ya da kapılarındaki menü tahtasında yazan vergi ücretine muhakkak bakıp öyle girin derim ben. Çünkü italyada, vergiyi ekstra olarak ödüyorsunuz. Aaa burada fiyatlar uygunmuş diye girdiğiniz bir mekandan, yiyip içtiğinizin iki katı vergi ödeyip çıkmayın :) Limanda yürümeye devam ediyoruz ve sonra bir bakıyoruz ki Castel del'Ovo nun önündeyiz. Castel del'Ovo Napolinin en eski kalesi. Bu kaleye yumurta kalesi diyorlarmış çünkü bir inanışa göre kalenin bir yerinde bulunamayan bir yumurta olduğu ve bu yumurtanın kaleyi koruduğu düşünülüyormuş. İlginç! Kaleye giriş ücretsiz. En tepesinde ise muhteşem bir manzara saklı. Bir tarafta tarihi kültür şehri, diğer tarafta ise masmavi Akdeniz. Muhakkak görülmesi gereken bir yer diye not düşeyim buraya. 



Biz Napoliyi bir güne sığdırmak zorunda kaldık ki yeterli olduğunu düşünüyorum ben. Siz siz olun, ne okursanız okuyun ya da ne duyarsanız duyun ama bu güzel şehre bir merhaba deyin çünkü seveceğinizden eminim. E o zaman unutulmaz Procida seyahatimizde görüşmek üzere diyorum. 

Seyahatiniz bol olsun der bu Madam :) 




Yorumlar

Popüler Yayınlar