Dillere Destan Roma

İtalya seyahatimize Roma ile devam ediyoruz. Tabiki Toskanadan sonra yeniden kalabalık, sıcak metropole gelince şok olmamak elde değil. 


Toskanadan Romaya kiraladığımız arabayla gelip, havalimanında arabayı teslim ettikten sonra, havalimanı önünden her 15 dakikada bir hareket eden otobüsle şehir merkezine vardık. (Kişi başı 5 Euro  ayrıca valizlerimizi bagaja kendimiz koymak zorunda olduğumuz için diğer yolcularla bir arbede yaşadığımız doğrudur :=) ) Otelden aldığımız şehir haritası ile hızlı şehir turuna otelimizin hemen yanındaki Jardins de al Villa Borghèse'den başladık. Bu yemyeşil büyük parkın içinden geçerek bu koca şehrin sokaklarını her zamanki gibi yürüyerek gezmeyi tercih ettik. Bu arada tekrar söylüyorum, temmuz ayı bir felaket İtalya'da. Yapış yapış bir sıcak var. Akşam üstü gezmek en akıllıcası bu nedenle. 


Roma Imparatorluğunun dillere destan gösterişli başkentinde dikkatleri ilk, sık sık karşımıza çıkan ihtişamlı çeşmeler ve meydanlar çekiyor. Venedik için de aynı şeyi söylemiştim. Her gördüğünüz meydan buram buram sanat kokuyor. 


Roma'daki ilk durağımız Piazza Navona ( Navona Meydanı ). Bu ünlü meydan yine ortada gösterişli çeşmeleri ve sokak ressamları ile rengarenk tarihi bir meydan ve elips şeklinde. Neden mi? 2000 yıl önce ( M.S 1. y.y. ) İmparator Domitian'ın yaptırdığı stadyum zaman içinde eskiyip yıkılmaya başlıyor ve Papa X Innocent kararıyla bu güzel Navona Meydanı çıkıyor ortaya. Meydanda 3 tane çeşme bulunuyor. En ünlüsü 4 Nehir Çeşmesi. Fontana dei Quattro Fiumi, ünlü mimar Bernini tarafından tasarlanmış. Çeşmedeki heykellerden biri Asya, diğeri Amerika, bir diğeri Afrika ve 4. figür ise Avrupa kıtasının Tanrılarını temsil eden heykeller. Kısacası Navona meydanı, etrafındaki 17. y.y. dan kalma binalarıyla, tarihi çeşmeleriyle, gece gündüz meydanı sanatla dolduran ressamlarıyla ve çiçeklerle çevrili kafeleriyle görmeye değer ilk yerlerden biri.



Gelelim şu meşhur Aşk Çeşmesi'ne ( Fontana di Trevi ). Dünyanın en ünlü Çeşmelerinden bir tanesi biliyorsunuz. 1629 da yapılmaya başlanmış ve 150 yıl sonra tamamlanmış. Bu arada bizim gittiğimiz Zaman restorasyon vardı o yüzden güzel bir fotoğraf çekemedim fakat akşam gitmenizi tavsiye ederim. Çok daha gösterişli ve güzel görünüyor. Roma için genel bir not da düşeyim; çantalarınıza iki kat daha çok dikkat edin çünkü alan dar ve yürüyecek yer olmuyor kalabalıktan. 

Kolezyum ( Colosseo ); Roma'da gezerken sadece bir kez metro kullandık o da Kolezyuma giderken. Roma metrosu fazla bakımsız ve pisti açıkçası. Tabanlarımız şişene kadar yürümeyi tercih ettiğimiz için sorun yok :) Bir de hep söylerim, yürüyerek gezerken ünlü turistik yerlerden ziyade ara sokaklardan geçip yaşanmışlıkları görüp şehri ve kültürü çok daha yakından ve iyi tanıyabiliyorsunuz. Evet Kolezyum dünyanın en büyük amfi tiyatrosu ve yaklaşık 2000 yıl önce yapılmıştır. Zamanında Roma İmparatorları burada gladyatör dövüşleri de yaptırmışlardır. Şimdiye kadar yıkılıp dökülse de hala ihtişamını korumakta. 



Piazza della Repubblica; Romanın en ünlü meydanlarından biri Cumhuriyet Meydanı. Meydanda bir de Hrıstiyan şehitlerine adanmış Santa Maria degli Angeli bazilikası var.


Scalinata della Trinata dei Monti ( İspanyol Merdivenleri ); biz buraya akşam gelmeyi tercih ettik. Lezzetli roma dondurması eşliğinde merdivenlerde oturarak etrafı izlemek güzel oluyor. Yalnız burası içinde güvenliğinize fazla fazla dikkat etmenizi söyleyeyim. 



Castel Sant Angelo ( Castle of the Holy Angel ); İmparator Hadrian'nın yaptırdığı Kutsal Melek Kalesi anlamına gelen yapıya, Ponte Sant Angelo yani tam önündeki gösterişli köprüden geçerek varıyorsunuz. 


Vatikan; Castel Sant Angelonun önünden geçerek 3-4 dakika yürüme mesafesinde karşınızda ihtişamlı, dev sütunlarıyla Vatikan karşılıyor sizi. Yalnız biletlerinizi önceden almanızı tavsiye ederim çünkü metrelerce sıra oluyor. 


Pek tabiki daha çok fazla gezilecek görülecek yer var Roma'da. Muhakkak bir şehir haritası edinmeyi unutmayın. Özellikle temmuz ayının inanılmaz sıcak olduğunu unutmayın ve olabildiğince toplu taşıma özellikle metro kullanmamaya çalışın çünkü inanılmaz pis ve kalabalık. Bir de bol bol dondurma yemeden dönmeyin derim :) 

Seyahatiniz bol olsun efendim. 

Yorumlar

Popüler Yayınlar