Como Gölü ( Lago di Como )

Son 60 yılın en yüksek sıcaklıklarının yaşandığı günlerde kendimizi İtalya atmaya karar verdik. 17 günlük uzun İtalya turumuza Como' dan başladık. Aslında daha çok sadece Como olarak değil de Como Gölü olarak bilinen bu güzel şehire gitmek için Paris-Orly havaalanından Milano-Linate havaalanına varıp, Milano'dan tren ile 1 saatte Como'ya vardık. 


Milano Como arası yaklaşık 40 km. Linate oldukça küçük ve düzenli bir havalimanı. Çıkar çıkmaz kapıda "skyfly" otobüsünü görüp( önceden havaalanı Web sitesinden bakıp öğrenmiştik), merkez tren istasyonuna ( otobüsün üstünde Milano Central Station yazıyor )doğru yola çıktık. Ücreti 5 tl ye 20 dk da istasyona vardık. Como'ya kalacağımız yere en yakın istasyona yani Como Camerlata istasyonuna 4.80 Euro ya bilet aldık. Como tren bileti alırken dikkat etmeniz gereken bir şey var aslında. 2 çeşit tren var. Biri yeni ve direkt Como'ya giden Eurocity treni kişi başı 15 euro yaklaşık 50 dk da varıyor. Diğeri ise eski İntercity treni, birçok istasyonda yolcu indirip bindiriyor 1 saat 15 dk sürüyor. Konforda bir sıkıntı yok ikisi de iyi trenler tercih sizin :). Bu arada Milano tren istasyonu çok görkemli, büyük ve tarihi bir yapı. Alttaki resimde görüyoruz;


Como Camerlata ( çok küçük bir istasyon ) istasyonuna vardık. Aynı istasyonda Como merkeze de her 5 dk da tren var kişi başı 1.40 euro ya biletmatiklerden alınıyor. Bilet alırken dil seçenekleri mevcut ( İtalyanca, Fransızca ve İngilizce ). Bunu özellikle belirtiyorum çünkü her yerde seçenek olmayabiliyor maalesef ve bilet alırken zorlanılıyor. Örneğin Almanya Stuttgart tren istasyonunda yoktu. Bir diğer nokta ise aldığınız her bileti istasyonda bulunan sarı makinelerde okutmadan trene binemeyeceğiniz. Bu Fransa için de geçerli. Bunun nedeni sık sık bilet kontrolü yapılıyor. Eğer okutmamışsanız ya da biletsiz binmişseniz büyük sıkıntı... 



Bu arada Como'da arbnb'den kiraladığımız bir evde kaldık. Ev sahibimiz Ray, entellektüel ve çok misafirperverdi. Ayrıca bir süre de iş medeniyle İstanbul'da yaşamış olduğu öğrendik. 3 katlı, büyük bahçesi olan ve bol bol da kitap dolu bir evde 5 yıldızlı otelden farksız kaldık açıkcası. Yolunuz düşerse tavsiye ederim. 

Öncelikle Como şehrini gezmek için 2, bilemedin 3 gün yeter de artar bile. Como'da yapabileceğiniz  belli başlı şeylerin başında, göl kenarından dağın zirvesine kadar çıkan teleferiğe binmek ve sonunda muhteşem bir manzarayla karşılaşmak. Funicolare/ Como Brunate isimli istasyon'dan 3,5 euro kişi başı bilet. Tüm Como ayaklarınızın altında. Zirveden aşağıya isterseniz teleferikler isterseniz yürüyerek ya da bisikletle inerek muhteşem tipik Como evlerini görebilirsiniz. Bu arada yürüyerek inmiş biri olarak yaklaşık 1.5 saat sürdüğünü söyleyeyim. Ayrıca Brunate tepesi de dahil, bu küçük şehirde çok fazla Türk'ün de yaşadığını öğrenmiş olduk. Teleferiğin hemen yanında İstanbul Cafede birşeyler içmeden dönmeyin derim :) 




İkinci ve en güzel yapılacak şey ise Como Gölünü bot turu ile gezmek. Como Gölü'nün çevresinde bir herbiri ayrı cennet olan kasabalar var. Buraları isterseniz araba kiralayıp, isterseniz botlarla ( Vapuretto deniyor ) her kasabanın limanında durarak görebiliyorsunuz. Fakat tüm kasabaları 1 günde gezmeniz mümkün değil tabii. Bu kasabalardan bir tanesini size göstereyim Bellagio. Daracık ara sokakları, ufacık tipik İtalyan cafeleriyle ve ün saldığı kravat dükkanları ile gerçekten görülmeye değer bir yer. 



Onun dışında Como Gölü aslında oldukça büyük bir göl bunu öğrenmiş olduk. Şehirde ve diğer kasabalarda da öyle lüks villalar, evler görmeniz de pek mümkün değil. Tipik eski taş ve ahşaptan İtalyan evleri var ve en güzeli kendinizi huzurlu hissedebileceğiniz bir yer. 



Bir sonraki yazımda Venedik'te görüşmek üzere, seyahatiniz bol olsun diyorum :) 
 

Yorumlar

Popüler Yayınlar