BİR MASAL DİYARI LOİRE VADİSİ ŞATOLARI

Fransa'nin en uzun ve sakin nehri Loire ve onun etrafindaki ihtisamli, entrikalarla dolu, ugurlarina bir cok savas yasanmis ronesansin isildayan Şatolari, sanirim firsati olan herkesin gormesi gereken yerlerden biri.

Gozunuzu kapatin ve masalsi bir yer hayal edin. Sadece yesilin her tonunun oldugu, huzuru dinlediginiz, kus sesleriyle gune basladiginiz bir yer. Iste tam da boyle bir yere gidiyoruz simdi.

ORLEANS

Paris'e araba ile yaklasik 1 saat 40 dakika, trenle ise 1 saat mesafedeki Orléans sehrine variyoruz. Ortacagdan kalma bu kentin en guzel zamanlari mayis ayi. Gelincikler dort bir yanda bize gulumsuyor ve Loire usulca gunes isigi ile parildayarak akiyor. Jeanne d'arc Festivali ( Fétes de Jeanne d'Arc ) hazirliklarina denk geliyoruz. Her sene mayis ayi basinda Orléans'ta kutlaniyor. 600 yildan fazla zaman once 100 yil savaslarinda Jean d'arc sayensinde Orléans ozgurlugune kavusmus ve her sene ortacag zamanlarini aratmadiklari bir festival ile kutluyorlar bu haftayi.


Orléans Fransa'nin tarihi dokusu hemen hemen hic bozulmamis sehirlerinden bir tanesi. Eski sehir yani sehrin merkezi buyuk sayilmaz. Hemen hemen her sokakta, o sokagin tarihi ile ilgili aciklamalar bulunuyor ki bence bu oldukca yararli oluyor sehri tanimak icin. Simdi gelelim Orléans da nereler varmis gezilecek:

Orléans Katedrali ( La Cathédrale Sainte-Croix d'Orléans ): Sehrin en guzel yapilarindan biri. 13. ve 18. yy arasinda insasi yapilan Gotik mimarisiyle gosterisli 114 metre uzunlugunda Orléans Katedralinde ozellikle yaz aylarinda aksamlari konserler ve isik gosterileri gerceklestiriliyor.


Orléans Katedrali

Jeanne d'Arc Evi ( Maison de Jeanne d'Arc ): Jeanne d'Arc'in onemini daha once anlatmistim sizlere. Jeanne d'Arc'in 1429 yilinda yasadigi bu ev simdi ziyaret etmek isteyenler icin pazartesi gunleri haric her gun acik. Giris Ucretli.

Orléans Belediye Binasi ( Hotel de Ville Orléans ): Bir yeni bir de eski olmak uzere 2 ayri belediye binasi var Orléans'ta. Tabiki eski yani L'Hotel Groslot tarihi belediye binasi Katedralin hemen karsi caprazinda ve sehirdeki en guzel mimarilerden biri. Sehirdeki nikah torenlerine hala ev sahipligi yapan binada hemen hemen her gun ucretsiz sergiler duzenleniyor ve turistlerin de ilgi odagi.

Belediye binasinin yeni bolumu ise yukarida belirttigim her sene duzenlenen Jeanne d'Arc Festivaline ev sahipligi yapiyor. O buyuk avlusunda ufak bir ortacag kasabasi kuruluyor adeta. Bir suru standlar kuruluyor yiyecek icecekten tutun da geleneksel el islerine ve ortacagdan bu zamana gelen bir suru oyunlarla muhtesem bir festival gerceklesiyor. Dogrusu biz baya eglendik :)

Bunlarin yaninda sehrin merkezi denilecek Place du Martroi, Jeanne d'Arc'in gosterisli heykeli ile gorulmeye deger. Bir sehri en iyi tanimanin yolu sokak sokak gezmektir aslinda. Orléans da bunun icin inanilmaz guzel ve tarih kokan bir sehir. Hala savaslardan sonra duran binalar sasirtici guzellikte ve restorasyon yapildigi halde hala orjinalligini korumaktalar. Sehrin nehir kiyisi ise acikcasi benim en sevdigim yer oldu. Boylu boyunca simetrik bir sekilde agaclandirilan nehir kiyisinda, sakince akan Loire'a karsi bankta oturup biraz sessizligi dinlemek hic de fena olmuyor.

Orléans Belediye Binasi

Jean d'Arc Festivali


Château de la Ferté - Saint Aubin 

Château de la Ferté
Loire Nehri boyunca kucuk buyuk siralanmis onlarca sato var. Simdi aralarinda en bilindik ve buyuk olanlar haricinde bir sato ile baslayalim.


 Orléans'a yaklasik 25 dk uzakliktaki Cosson Nehri onunde kurulu Château de la Ferté, icinde hala bir ailenin yasadigi bir aile satosu aslinda. Inanilmaz guzel ve enteresan bir sato. Ozellikle cocuklar icin cok ilgi cekici oldugunu soyleyebilirim. Krallarin zamanindan kalma bir suru oyunlar ve oyuncaklar satosu demek daha dogru olur. Hatta sadece cocuklar icin degil yetiskinler icin de gayet eglenceli :)





16 yy'dan kalma elbileseler ve mobilyalarla yatak odalari ve simdiye kadar satoda yasayan tum kadinlarin gelinlikleri ozel bir odada sergileniyor.

16 yy'dan kalma bu guzel sato, yuzyillardir maresallerden ogullarina gecerek fransiz devrimine kadar gelmis. 1987 yilinda ise simdiki sahibi satin alarak halka acik hale getirmis satoyu ve satonun giris ucretlerinden elde  ettigi geliri ise satonun hala restorasyon yapilmayi bekleyen hasar gormus bolumlerine harcamakta. Ailecek calismaktalar satoda bu da ayri bir guzellik ve sicaklik katiyor bu nefislige. Satonun bir bolumu sadece cocuklara ozel cunku bir kat komple ortacagdan kalma oyuncaklarla, cogunlukla ahsap cocuk esyalariyla doseli. Oyunca cenneti diyebiliriz kisaca. Bir bolumu ise eskiden satonun sahiplerine ait oyun odasi ve sato ziyaretcilerine oynamak serbest. Tabiki biz de kacirmadik bu firsati. :) Atlarin bulundugu bolumde ise birbirinden iglenceli ahsaptan yapilma oyunlar oynayabiliyorsunuz. :) Gelelim satonun mutfagina. Bu satoyu digerlerinden ayiran bir ozelligi de her gun belli saatler arasinda mutfakta Madeleine Keki ( gateau madeleine ) tarifini uygulamali olarak veriyorlar ve tattiriyorlar. :)




 Bahcesinde ise piknik yapmak serbest. Daha dogrusu diger satolar icin de gecerli bu durum. Disaridan piknik malzemelerinizi getirip nehir kenarinda sato manzarali pikniginizi yapabilirsiniz efendim.




Château de Chambord (Chambord Satosu )



Fransiz Ronesans'inin en iyi ve buyuk ornegi olan Chambord Satosu, Chambord kasabasinda 1519'da Fransa Krali 1. Francois tarafindan yaptirilmaya baslanmistir. Fakat satonun insasini bitimini bile gorememistir ve sonrasinda Fransanin diger kral ve komutanlari satoyu kullanmislar. Fransiz Devrimi sirasinda ise Sato yagmalanmis, savaslar sirasinda ise askeri hastane ve sanat eserlerinin saklanmasi icin de kullanilmis.



Francois I. satoyu yaptirirken Av Satosu olarak yaptirdigi icin, satonun bahcesinin bir bolumu, ucu bucagi gorunmeyen nehir boyunca uzanan sik ormanli ve sagli sollu bir cok bolmeden olusuyor. Her bolum bir hayvan cesidinin yogun olarak yasadigi bolmeler olarak ayrilmis durumda. Bahcenin bu bolumunde ister bisiklet ister kucuk golf arabalarina benzer arabalarla gezinti yapabiliyorsunuz.


Chambord, loire bolgesindeki en buyuk sato. Neredeyse 1 gununuzu burayi gezmek icin ayirmak lazim. Satonun bahcesinde daha once dedigim gibi piknik yapmak serbest fakat bahcede cafe ve restaurantlar hatta hediyelik esya satan dukkanlar bile var. Ayrica bahcede at binme sansiniz da var :).


Satonun en dikkat ceken kismindan biri catisi digeri ise satonun icinde tam ortasinda yer alan cift sarmal merdivenleri. Simdi catisinin farkli olmasinin sebebi; 12 cesit kule ve 3 farkli baca tasarimiyla cati basli basina bir sehir goruntusunde duruyor. 800 e yakin heykel ve 365 tane baca ile benzersiz ronesans tarzi cati ozelligini tasiyor yani anlayacaginiz. Gelelim sarmal merdivenlere; 274 basamakli sarmal merdiven catinin ortasindaki isik kulesinden yansiyan isik ile aydinlaniyor ve iki ayri ic ice gecmis merdivenden olusuyor. Chambord Satosunun en goz alici yeri diyebilirim burasi icin.



Château de Chenonceau ( Chenonceau Satosu )



13. yuzyildan beri tarihte bir cok sansasyonlarla ses getirmis, daha cok Kadinlar Satosu olarak anilan Chenonceau Satosu, Chenonceaux kasabasinda bulunuyor ve Cher nehrinin uzerine insa edilmis bence loire'in en guzel satosudur.


Chenonceau Satosunu bu kadar ses getirmesinin en buyuk nedeni kaleyi tarih boyunca kadinlarin yonetmesi olmus aslinda.


Sato II Henri'nin, I Francois'nin olumunden sonra kendisine kalan kaleyi metresi Diane Poitiers'e hediye etmesi ile ronesansin entrika dolu satosu hizli donemine baslamis boylelikle. Diane Poitier, kuzeyde olan kaleyi cher nehri uzerine bir kopru yaptirarak guneye baglatmis. Bundan kisa sure sonra 1559 da II Henri bir at turnuvasi sonucu oldukten sonra esi Catherine de Medici tahta gecen oglunun yasi kucuk oldugu icin uzun sure Fransa Kralliginda sefasini surmus ve tabiki kocasini metresinin yasadigi Chenonceau Satosuna yerlesmistir. Simdi diyeceksiniz ki metresi ne oldu? :) Ona da kensi kalesi Chaumont sur Loire'i vermis. Daha sonra ise Diane'nin yaptirdigi koprunun ustune suanki binayi insa ettirerek suanki Chenonceau Satosunu yaratmis. 1589 yilinda Catherine de Medici Blois Satosunda vefat etmis ve ayni yil oglu kral III Henri bir suikastte kurban gitmistir ve karisi Louise de Lorraine kendisine kalan Chenceau Satosunda yillarca yas tutmus.


Son olarak 1853 yilindan beri Menier Ailesine ait olan sato birazi aile birazi da devlet tarafindan karsilanmakta olan maliyetle gunumuzde Fransanin en cok turist ziyareti olan yer olarak rekoru elinden birakmaya niyetli degil sanirim. 2000 yilinda ise UNESCO Dunya Miraslari Listesine adini yazdirmistir.


Satonun bir yaninda Catherine de Medici bahcesi, diger yaninda ise Diane'nin yaptirdigi bahce bulunuyor. Ikisi de birbirinden nefis. Bahcede labirentten tutun da muzikal bahcesine, seralarla cevrili bahceden tutun, atlarin kuzularin beslendigi bahceye kadar kendinizi harikalar diyarinda hissedeceginiz bir ortamda buluyorsunuz.

                                        

Satonun icinde ise mutfagindan, yatak odalarina kadar her detayi kesinlikle kusursuzca yapilmis bir sato goreceksiniz. Orta kisminda ise satonun tarihi, heykelleriyle ve tablolariyle muhtesem bir galeri sizleri bekliyor olacak.



Château du Clos Lucé ( Clos Luce Satosu / Leonardo Da Vinci'nin Evi )



Aslinda resimle ilgilendigim icin Leonardo Da Vinci'nin yerinin de bende ayri olmasi nedeniyle Clos Luce bende ayri bir heyecan yasatti diyebilirim. Oldukca kucuk bir sato fakat cok etkileyici. Gozlerini hayata yummadan onceki 3 senesini gecirdigi bu muhtesem sato ona 1516 yilinda Fransa Krali I Francois'nin daveti sonrasinda hediye etmesi sonucu tahsis edilmis. Sato Amboise kasabasinda Amboise Satosunu hemen karsisinda bulunuyor.


Leonardo da Vinci sadece ressam degil ayni zamanda bir bilim adami ve mimardi. Hayatinin son 3 yilini kendisine verilen sinirsiz olanaklarla ozgurce gecirdigi soylenen Leonardo da Vinci 1519 yilinda yine bu satosa vefat etmistir.





Satonun bahcesi dusler alemi gibi. Muzik bolumu, botanik bahcesi, ortadan ordeklerin, kugularin dolastigi bir kanal, binbir cesit ciceklerin oldugu bahce ve icatlarinin buyuk boy maketlerinin bulundugu bolum. Tum bunlarla beraber kucuk bir cennet gibi Clos Luce Satosunun bahcesi. Iceride ise atolyesi ve Kralice Anne de Bretagne icin yaptirilan ufak sapel en dikkat ceken ve enteresan olan bolumdu benim icin. En alt katta ise Leonardo da Vinci'nin tum icatlarinin ve projelerini bir maketlerinin sergilendigi galeri bulunuyor. Bu bolumde onun hakkinda bilmediginiz bir cok sey gorebiliyorsunuz acikcasi.


Ayni zamanda diger satolar icin dedigim gibi burada da bahcede disaridan getirdiginiz yiyeceklerinizle piknik yapip, o nefis sato manzarasi ile bahcenin keyfini surebiliyorsunuz.


BLOIS



Simdi rotamizi Blois sehrine ceviriyoruz. Konaklamak icin Blois'yi secmemizin nedeni lokasyon olarak ortada kaliyor diger tum satolara. Ayrica Blois da oldukca guzel ve tarihi gormeye deger bir yer.


Loir-et Cher bolgesinin baskenti olan, bizim de satolari gezmek icin kalinacak en iyi nokta olarak belirledigimiz Blois'yi taniyalim biraz. Konum olarak Orléans ile Tours sehirlerinin arasinda yer aliyor. Aslinda ufak bir sehir hatta kasaba bile denilebilir nufusuna bakacak olursak Blois icin. Ayrica sehir gobeginde Blois Satosu  da (  Château de Blois )  gezi listesine eklenebileceklerden.


Sehri gezmek icin kesinlikle toplu tasima araclarina falan ihtiyac duymadik cunku oldukca kucuk ve yuruyerek gezerek anlasilabilecek bir yer Blois. Loire kenarindaki bu guzel sehir yokus yukari ciktikca daha da guzellesiyor cunku eski ahsap ve tas evler inanilmaz guzellikte. En tepede tarihi kule ve katedral gormeye deger.

Nerede yenilir icilir diye sorarsaniz; nehirin iki yakasinda da bircok restaurant tercihler arasinda var fakat bana sorarsaniz ara sokaklardaki o cok sirin cafe ve restaurantlar hem Blois halkinin gittigi turistik olmayan hem de leziz yoresel yemeklerin servis edildigi restaurantlar cok daha uygun fiyatlara tercih edilebilir. Ayrica fotograflarda goruldugu gibi yok ben kebap isterim diyenler icin kebapci da var tam restaurantlarin oldugu sato tarafinda. :)






Bol seyahatleriniz olsun :)


















Yorumlar

Popüler Yayınlar