Hadzabeler




Dün Atlas Haziran (195. Sayısı ) sayısını okurken en çok dikkatimi çeken; on binlerce yıldır hiçbir teknolojik gelişimden yararlanmadan yaşamını sürdüren bir halkın hala var oluşu oldu.

Tanzanya'nın kuzeyinde, Kilimanjaro'nun doğusunda, Eyasi Gölü'nün kıyısındaki savanda yaşayan Hadzabeler halkından bahsediliyor. Evet Atlas'ın "Taş devrinin son insanları" olarak adlandırdığı Hadzabeler, herkese eşit davranıyor, kimse yaptığı bir hatadan dolayı yargılanıp cezalandırılmıyor. Günümüzde hala böyle bir halkın var olması çok şaşırtıcı değil mi?


 






Hadzabeler geçimi avcılıkla sağlıyorlar. Ayrıca av için asla ok ve yay kullanmıyorlar. Hadzabe kadınları ava gitmiyorlar. Çocuklara bakıp, yumru kökler ve yemiş topluyorlar. Kadınlarının alışkanlıklarından biri "beng" içmek. Yani uyuşturucu etkisi olan bir ot olan beng'i gündoğumunda içmeye başlıyorlar. Hadzabe avcılar avladıkları hayvanları yemek için iki çubuğu birbirine sürterek ateş yakıyorlar ve ateşin yanması sadece birkaç saniye sürüyor.

Atlas ekibinin katıldığı bu ziyarette gözlemlemelerini son derece açık ama bir o kadar da şaşırtıcı şekilde sürdürülüyor. Diğer tüm kabilelerin tersine tek eşlilik yaşanıyor ve evlilik yapılırken ailenin yaptığı müdahale en az seviyede. Hadzabelerin dinsel ritüeli de bir hayli ilginç ve heyecan verici geldi bana. Halka oluşturarak yapılan "epeme dansı" eşliğinde gerçekleştiriyorlar. Bu dansı genelde ay'ın olmadığı karanlık gecelerde yapılıyorlar. Erkekler, dans ederler ve kutsal varlık olurlar. Bu sırada ıslık çalarak kutsal sözcükler eşliğinde kadınlarla iletişim kurarlar. En güzeli de dans ederken bile eşitliğin yaşanıyor olması.


 








İşte Atlas dergisinde anlatılan bu gözlemlemeler sayesnde ilk çağ insanlarının hala yaşadığını öğrenmiş oluyoruz. Çok büyüleyici fotoğrafların da bulunduğu Atlas haziran sayısında, Hadzabeler hakkında daha ayrıntılı bilgileri ve fotoğrafları görebilirsiniz. Şimdilik benden bu kadar görüşmek dileğiyle...

Yorumlar

Popüler Yayınlar