Kawarau Koprusu ve Bungy Heyecanı
Bir süredir yazamıyorum ve dönüşüm muhteşem olacak sözüne
yaraşır bir yazıyla karşınızdayım :). Blog yazılarımdan birinde Bungy Jumping
yapmaktan bahsetmistim sizlere. İnanılmaz heyecanlı bir o kadar da korkulu bir
ekstrem aktivitesidir kendileri.
Geçtigimiz ay uzun bir yolculuk yaparak ve okyanusları aşarak dünyanın diğer ucuna geldim. Yani Yeni Zelanda' ya (Yeni Zelanda yazılarıma pek yakında başlayacağım) ve geldiğimin 2. haftasında birkaç arkadaşımla, bulundugum şehre yani Dunedin'a yaklaşık 3-4 saat uzaklıkta ufak bir tatil beldesi olan Queenstown'a gittik. Ama neredeyse tum doğa sporları aktivitelerinin yapıldığı muhteşem bir yer diyebilirim. Daha sonraki yazılarımda fotoğraflarla ayrıntılı şekilde anlatacağım. Gelelim konumuza. Tabi böyle bir yere gelip de bungy yapmadan döner miyim ben? Tabiki hayır:). Dünya'da ilk ticari bungy'nin yapıldığı muazzam, ünlü Kawarau Köprüsünden atlamak üzere yola koyulduk ben ve arkadaşlarım. Tabii yaklaşık 2 saat öncesinden kayıtların yapıldığı şubeye gittik. Beklerken izledigim bungy videoları heyecanımin baslamasina neden oldu. O ana kadar 'ne var sanki ilk kez atlamiyorum ki gibi sözlerim boğazımda düğümlenmiş bulundu. Otobüslere doğru ilerlerken ne o yoksa korkuyor musun? gibi komik komik kendimle konuşmalarım da cabasi tabii.
Geçtigimiz ay uzun bir yolculuk yaparak ve okyanusları aşarak dünyanın diğer ucuna geldim. Yani Yeni Zelanda' ya (Yeni Zelanda yazılarıma pek yakında başlayacağım) ve geldiğimin 2. haftasında birkaç arkadaşımla, bulundugum şehre yani Dunedin'a yaklaşık 3-4 saat uzaklıkta ufak bir tatil beldesi olan Queenstown'a gittik. Ama neredeyse tum doğa sporları aktivitelerinin yapıldığı muhteşem bir yer diyebilirim. Daha sonraki yazılarımda fotoğraflarla ayrıntılı şekilde anlatacağım. Gelelim konumuza. Tabi böyle bir yere gelip de bungy yapmadan döner miyim ben? Tabiki hayır:). Dünya'da ilk ticari bungy'nin yapıldığı muazzam, ünlü Kawarau Köprüsünden atlamak üzere yola koyulduk ben ve arkadaşlarım. Tabii yaklaşık 2 saat öncesinden kayıtların yapıldığı şubeye gittik. Beklerken izledigim bungy videoları heyecanımin baslamasina neden oldu. O ana kadar 'ne var sanki ilk kez atlamiyorum ki gibi sözlerim boğazımda düğümlenmiş bulundu. Otobüslere doğru ilerlerken ne o yoksa korkuyor musun? gibi komik komik kendimle konuşmalarım da cabasi tabii.
Otobüste Avusturalyalı bir kız yanımda oturuyordu. Sohbet
ederek gittik ve onun da en az benim kadar heyecanının olması nedense beni
biraz rahatlattı. Bak dedim gördün mü sadece sen degilmişsin hehe... yarım
saatlik bir yolculuktan sonra Kawarau Bridge karşımdaydı. Tam manzaranın
büyüsüne kapılmışken sıra sıra çığlıklarla atlayanları görünce ne hissettiğim
anlatılmaz yasanır ancak. Önce üstümdeki ağırlıklardan kurtuldum. Daha sonra
kilomu tartıp elimin üstüne kaç kilo olduğum yazıldı ve köprüye doğru yol
aldım. Arkadaşlarım benden sonra geldiler. Ne acelem vardı bilmiyorum ama ilk
ben atlamak için sıraya girmiş bulundum bir kere. Yaklastıkça ve atlayanları
daha da yakindan gordukce iyice olup olup dirildim dogrusu. Kemerim takildi ve
basladim beklemeye. Bir yandan da arkadaslarima once siz bi atlayin sonra ben
atlayayim nooluurr demeye basladim ama olan olmustu bir kere :). Efenim sira
bana geldi ve beni en uca oturtup ayak bileklerime once havlu sardilar ve onun
ustunden de iple sikica bagladilar. Havluyu gorunce ya cozulurse, ya gevserse
dusunceleri insanin elinde olmadan beynini kemiren seyler malesef.
Gorevli yardimiyla ayaga kalktim ve ustte de goruldugu uzere
en uc noktaya yuruyemesem de surumdum diyeyim. Asagi bakmak gibi bir delilik
yaptim ve nehri gorunce hemen kaldirdim basimi. Kapattim gozlerimi 2 saniye.
Saka gibiydi. Daha sonra suya degmeyi isteyip istemedigimi sordu gorevli ve ben
de sadece kollarima kadar istedigimi soyledim. Gulumsedi hatta siritti evet
evet siritip bekle ve gor dedi. O sirada gulsem mi aglasam mi sasirdim.
Korkacak ne var diye diye geldigim o noktada deli gibi korkuyordum. Bir yandan
devamli arkaya donup yapamayacagim ben sanirim diye bagiriyorum kucuk emrah
modunda. Diger yandan da yanimdaki adam karsi kameraya gulumse, poz ver diyor.
Ben agladim aglayacagim, bir pozum eksikti diyorum icimden. Zaten yandaki direk
de tek tesellim olmustu :) İste tüm bunlardan sonra görevli 1-2-3
dediği anda kendimi atmaktan başka çarem kalmadığını anlamıs bulunmaktaydım.
Kollarımı iki yana açarak kendimi boşluğa bıraktım ve deli gibi çığlık atarak
müthiş bir hızla uçmaya başladım. Aşağı doğru hızla inmemle suya girmem bir
oldu. Tamamiyle nehre girip çikmiştım. Sanırım heyecanım geçsin diye bu
surprizi yaptılar ama çok çok güzeldi. Suya dalıp çıkınca supeeer diye
avazım cıktığı kadar bağırmaya başladım.
Hani daha önceki yazımda demiştim ya uçmak nasıl
bir şey bilir misiniz? İste böyle bir sey. Boşluktasın ve yüzüne çarpan o rüzgarı hissediyorsun. Gerçekten hissediyorsun ve bu duyguyu
ancak boyle birkaç alışılagelmiş sözcükle ifade etmekten başka şansın
kalmıyor. Atlamak üzere olduğun o anda, korkmadım diyen olamaz
sanırım. Düşünsenize sadece ayaklarınızdan iple bağlısınız ve
kendinizi uçuruma atıyorsunuz. Evet tam olarak böyle ve kimse sizi zorlamıyor
atlayacaksın diye. Sırf anlatılamayan bir zevk için kendini atıyorsun, bir
de üstüne para veriyorsun:). Annemin de dedigi gibi aklı başında insanın
yapacagı şey değil bu delilik diyenler de vardır içinizde, ben de yapmak
istiyorum diyenler de... Şimdi bir daha yapmak istiyor musun diye
soracak olursaniz kesinlikle istiyorum derim. Hatta bu atladigim Kawarau
koprusu 43 m yukseklikte idi. Duyunca ben de aa cok yuksek
degilmis ki canim dedim ama gelin bir de atlamak icin o en ucta durun...
Bir de buradan cok daha yuksek kanyon var. Yanlis hatirlamiyorsam yaklasik 143 m civarinda yukseklige sahip.
Eger fırsatım olursa bu kez daha az
korkarak(inanmasi güç ama) atlayacağım.
Bir bungy macerasi daha boyle geldi ve gecti. Umarim merak
edenlere yeteri kadar kilavuz olabilmisimdir. Sadece istediginden emin olmak ve
korkularina yenik dusmemek. Hepsi bu...
Sevgilerimle...
Yorumlar
Yorum Gönder